DEREOTLU PEYNİRLİ TOPLAR

DEREOTLU PEYNİRLİ TOPLAR

on Kasım 28, 2019

Sıcacık dereotlu poğaça tadında ölçülü yedikten sonra pişmanlık duymayacağınız harika bir ara öğün alternatifim var ! 

Malzemeler ; 

- 1 yumurta 

- 4 yemek kaşığı zeytinyağı 

- 3 yemek kaşığı yoğurt 

- 3,5 çay bardağı tam buğday unu 

- 1 paket kabartma tozu 

- Yarım demet dereotu 

- 100 gr lor peyniri 

- 1 yemek kaşığı çörek otu 

- 1 yemek kaşığı tuz 

• Bol su ile yıkadığınız dereotlarını küçük küçük doğrayıp bir kaba alın .

• Lor peynirini de dereotlarının içine ekleyip bir çatal yardımıyla ezin. 

• Yumurta , zeytinyağı , yoğurt , tuz ve çörek otunu ekleyip iyice karıştırın.

• Karışıma ölçülü bir şekilde unu ekleyin. 

• Hamurunuza istediğiniz şekli verin ve dereotlu topları yağlı kağıt serdiğiniz fırın tepsisine yerleştirin. 

• Üzerlerini susam ile süsleyebilirsiniz.

• 170 derece önceden ısıttığınız fırınınızda üzeri kızarana kadar ( yaklaşık 25 dakika ) pişirin.

Tarifimi denerseniz benimle paylaşmayı unutmayın .
Afiyet olsun !

Devamı...

İYİ Kİ DOGDUN KÜÇÜK !

İYİ Kİ DOGDUN KÜÇÜK !

on Kasım 27, 2019

“Büyüdüğünde anlarsın.” derler ya hep insanın gerçekten büyümeye başladığında okuduğu kitapları, hayalleri , bakış açısı kısacası insanı  insan yapan ne varsa hepsi değişiyor, yoğruluyor. Benliğimizle şekil alıyor. “ Arkadaşlık “ kavramı da öyle. Yazıya başlamadan şöyle bir düşündüğümde aklıma yürümeye çalışan bebekler geldi. Emeklemekle başlayıp ilk adımlarına ulaşan ve düşe kalka en sonunda düşmemeyi ve yürümeyi öğrendikleri o uzun serüvenleri! Arkadaşlık da öyle değil mi ? Hayatına alacağın insanları seçebilmeyi , hata yapa yapa en sonunda  yapmamayı ya da daha bilinçli bir şekilde hareket edebilmeyi öğrendiğin uzun bir yol. Herkesin yolu farklı tabi , kimimiz çok erken ulaşırken bu olgunluğa kimimiz ise “arkadaşlık” nedir bilmeden yitip gidiyoruz. 

Benim de bu yolda öğrendiğim çok şey oldu. Bunlardan bir tanesi “çıkar” kelimesini hissettiğim her   şeyden uzak durmak. Seni görmek ya da sesini duymak değilde sadece kendi negatif enerjisini ve yaşadıklarını aktarıp senin ne düşündüğünü veya nasıl olduğunu hiç sormamış olanlar örneğin. İllaki sizin de hayatınıza bir tanesi girmiştir. Düşe kalka dedim ya hayatıma almamayı öğrenene kadar enerjimi “emen” o kadar çok an oldu ki ! Ama hiçbiri için keşke demiyorum. Her insanın bana kattığı ve öğrettiği şeyler oldu. Geçen her yıl ile biraz daha kendimi bulduğumu ve ne istediğimi bildiğimi hissediyorum. Bu cümleyi kurarken aklıma Oprah Winfrey’ın “Artık Biliyorum” kitabındaki şu harika  sözleri geldi ; 

“ Siz on yıl önceki kadın değilsiniz . 

Şanslıysanız geçen yılki kadın da değilsiniz .

İzin verirsek deneyimlerimiz bize kendimiz hakkında çok şey öğretebilir.

Ben bunu memnuniyetle karşılıyorum. “

Her okuduğumda yazarın pozitif enerjisiyle doluyor , arkadaşlığa  ve peşi sıra gelen bütün güzelliklere inanıyorum!

Yeni yaşını sımsıkı kucaklaman dileğiyle.. 

İyi ki doğdun Küçükk ! 

Devamı...

SAGLIKLI ELMALI KURABİYE 🍎

SAGLIKLI ELMALI KURABİYE 🍎

on Kasım 19, 2019

Nöbetlerime evden yaptığım öğünlerimi götürmeyi alışkanlık haline getirdim. Böylece acaba içinde ne var demeden gönül rahatlığıyla tüketebiliyorum. Hazır yarın da nöbete gidecek ve evde bozulmaya yakın bir kaç elma bulmuşken kurabiye yapmaya karar verdim . Annemin defterinde orjinali şekerli olan bir tarife rastladım ve daha sağlıklı malzemeler kullanarak tadı harika olan bu kurabiyeleri hazırladım . 

                                           

Elmalı kurabiyelerim için malzemeler ; 

  İç harcı için ; 

🍏 3 orta boy elma 

🍏 4 yemek kaşığı pekmez 

🍏 6 adet ceviz 

🍏 1 tatlı kaşığı tarçın 

Hamuru için ; 

🍏 3 çay bardağı tam buğday unu 

🍏 4 yemek kaşığı yoğurt 

🍏 3 yemek kaşığı zeytinyağı 

🍏 1 paket kabartma tozu 

- Yıkadığınız elmaları soyun ve bir tavaya rendeleyin. 

- İçine pekmez , tarçın ve cevizleri ilave ederek elmalar suyunu çekene kadar kavurun. 

- Yoğurt , zeytinyağı , un ve kabartma tozunu eklediğiniz hamuru güzelce yoğurun. 

- Eğer hamur çok cıvık olduysa un ya da çok katı olduysa yoğurt ilave ederek dengeleyebilirsiniz.

- Hamuru bir merdane yardımıyla veya elinizle açın. 

- Küçük parçalar alıp bu kısımda hamurunuza dilediğiniz kurabiye şeklini verebilirsiniz. 

- Hazırladığınız elmalı karışımı kurabiyelerinize bölüştürün ve yağlı kağıt serdiğiniz fırın tepsisine dizin. 

- 160 derece fırında yaklaşık 25 dakika üzerleri kızarana kadar pişirin . 

- Üzerlerini hindistan cevizi ile süsleyebilirsiniz.

Tarifi denerseniz benimle paylaşmayı unutmayın . 

Afiyet olsun ! 

Devamı...

72. KOGUŞ

72. KOGUŞ

on Kasım 17, 2019

Öyle etkilendim ki ; kitabı bitirdikten sonraki duygularımı nasıl dile getirebilirim bilmiyorum. 72. Koğuş Orhan Kemal 'in okuduğum ilk kitabı. Yol üzerinde rastladığım minicik bir sahafta elime çarpan ilk kitap.Tesadüf kelimesine çok inanan biri değilim ama kitap harika bir enerjiyle geldi bana. 

Ahmet Kaptan ismindeki ana karakterimize annesinden bir miktar para gelmesiyle başlıyor olaylar. Fazlasıyla naif olan Ahmet Kaptan bir bakıma diğerleri tarafından parasal ve duygusal olarak sömürülüyor. Bu olayları okurken  bir yandan da dünyanın karanlık taraflarına tanık oluyoruz. İnsanın sağlık, yaşam , psikoloji.. aklınıza gelebilecek her alanda ne kadar zorlandığını görüyoruz. '' Böyle de yaşanır mı ? '' dediğimiz her durumun içinde aslında ne kadar büyük bir direnç gösterebiliyoruz. 

Ve kitabı şöyle geniş bir çerçeveyle incelediğimizde 72. Koğuş'un veya günümüzde yaşanan bir çok durumun pek de farklı olmadığını görüyorum. Fiziki şartlarımız değil bahsettiğim ; işlerin yürüyüş şekli ve buna bağlı olarak yaşadığımız psikolojik şiddetler. Okurken şimdilerden parçalar bulduğum , bazı kısımlarında ise ağladığım harika bir kitaptı!

Ve bitirir bitirmez hemen okuma listeme Orhan Kemal kitapları ekledim. 

Sizler için de buraya bırakıyorum ;

- Tersine Dünya 

- Hanımın Çiftliği

- Aslan Tomson Köpek Yavrusu

- Çamaşırcının Kızı- Küçücük

Devamı...

BALKABAKLI KURABİYE 🎃

BALKABAKLI KURABİYE 🎃

on Kasım 15, 2019

Hemen hemen her sitede yeterince şekere ve sağlıksız tariflere boğuluyoruz. Ben de elimden geldiğince daha sağlıklı olduğunu düşündüğüm ve benim de öğünlerimde tükettiğim tariflerimi sizlerle paylaşıyorum.Tam olarak sonbahar ayının ruhunu yansıtan balkabaklı kurabiyelerim de bunlardan birisi ! Sıcacık bir bardak süt ile harika bir ara öğün alternatifi.

Eğer balkabağı yemeğini ya da şerbetli tatlısını sevmiyorsanız (benim gibi !) bu tarif tam size göre !




Malzemeler ;
- 50 gr balkabağı
- 3 yemek kaşığı pekmez
- 4 yemek kaşığı tam buğday unu
- 1 yumurta
- 2 yemek kaşığı zeytinyağı
-1 tatlı kaşığı tarçın
- 1 çay kaşığının ucu kadar tuz
- 3 yemek kaşığı damla çikolata
- 1 paket kabartma tozu












- Balkabaklarını az miktarda su ile haşlayın.
-Haşladığınız kabaklarını soğuduktan sonra bir mikser yardımı ile püre haline getirin.
- Balkabağı püresini ve yumurtayı iyice çırpın.
- Daha sonra pekmez , un, zeytinyağı , tarçın , çikolata , tuz ve kabartma tozunu ekleyip karıştırın.
- Hazırladığınız kurabiye harcını buzdolabında yarım saat kadar bekletin
ki şekil vermesi biraz daha kolay olsun .
- Buzdolabından çıkardığınız harca istediğiniz şekli verin
ve kurabiyeleri yağlı kağıt serdiğiniz fırın tepsisine yerleştirin.
- Önceden ısıttığınız 160 derece fırında 15 dk kadar pişirin.

Eğer tarifimi denerseniz benimle paylaşmayı unutmayın .
Afiyet olsun !

Devamı...

ANLIK #4

ANLIK #4

on Kasım 15, 2019

O kadar yorgun çıkmıştım ki bu sabah nöbetimden ayaklarımı sürüye sürüye eve gidiyordum. Aklımdaki tek şey uykuydu. Biraz olsun uyuyabilmek..

Sonra kafamı kaldırdım ve ; 

Ve kısmını sizin için anlık olarak bırakıyorum.

Dip dibe  durmaya dahi tahammülümüzün kalmadığı şu zamanlarda içimi ısıttı bu kare. 

Onlardan öğreneceğimiz çok şey var ! 🕊☀️

Devamı...

ATEŞ YAKMAK

ATEŞ YAKMAK

on Kasım 14, 2019

Gazete biriktirilip çocuk kitabı alınan bir dönem vardı , hatırlayanlar vardır belki aranızda. Çocukluğum tam olarak o döneme denk geldi. İyi ki de gelmiş . Kitapların ne kadar kıymetli olduğunu öğretmiş aslında bana .O kıymetli kitaplardan biri de annemin gazete biriktirip aldığı  Jack London' ın Beyaz Diş'iydi. İlk ve tek okuduğum Jack London kitabıydı. Bana biraz olsun geçmişi hatırlattığı için Ateş Yakmak kitabını da keyifle okudum. Daha bilinçli bir şekilde okumak adına yazar hakkında biraz araştırma yaptım ve hayatının bazı noktaları için çok üzülürken cesaret edebildiği bazı şeylereyse hayran kaldım. Üzüldüğüm kısımlardan birisi aile sevgisinden mahrum bir şekilde büyümüş olmasıydı. Okulu bırakıp serüven dolu bir hayata atılmasına ise hayran kaldım . Verdiği çoğu eseri bu serüven döneminde yaşadıklarından esinlendiğini öğrendim. 

Ki bu beni inanılmaz etkiledi. 

Gelelim Ateş Yakmak kitabına.

 Bir santim kar gördüm mü ''hava çok soğudu artık '' diyen biri olarak kitabı, yaşanan soğuğu ve hayatta kalma mücadelesini dehşet içerisinde okudum. - 45 derece soğukta kırılan buzun içine düştüğünüzde hayatta kalabilmek için tek bir ateş yakabilme şansınız var. Bu şans kaybedildiğinde  bütün o insani duyguları bir kenara bırakıp aklın hayatta kalmak adına düşünme sınırını kaybettiği bir romanı okuyoruz. İlk hikayedeki bazı bölümlerde karakterin, yanındaki köpekten daha az insani duygular beslediğine şahit oluyoruz. Yaşama Azmi hikayesinde ise biraz daha karakterlerin psikolojilerine inme imkanı buldum. Özellikle ana karakterle hasta kurdun birbirlerinin ölümünü bekleyişi ve kurtulduktan sonra adama yansıyan o travma belirtileri etkilendiğim kısımlardan biriydi. 

Akıcı bir dille yazılmış olan Ateş Yakmak aslında doğaya karşı , kendimize karşı ne kadar öfke ve hırs beslediğimizin bir aynası niteliğinde. 

Kısa ama fazlasıyla anlamlı olan bu kitabı okumanızı tavsiye ederim. 

Yazarın okumayı düşündüğüm diğer kitaplarını da listeledim ve buraya bırakıyorum . Belki sizin kitap okuma listeleriniz için de birer fikir olur ;

-Demir Ökçe 

-Martin Eden

-Vahşetin Çağrısı

- Deniz Kurdu

Devamı...

BUGÜNE #5

BUGÜNE #5

on Kasım 14, 2019

Yağmurlu bir İzmir sabahına uyanmak kadar keyifli ne olabilir ki ? Bu sabah penceremi açtığımda aklıma gelen düşünceler tam olarak bunlardı. Polyannacılığa kaçmadan  “ Bardağın dolu tarafından bakmak “ aslında iç huzura biraz daha yaklaşmamıza yardımcı olan bir kavram. “Off! Bugün iş var” diyerek uyanmakla “harika bir yağmur sesiyle uyandım” arasında yapılan eylem olarak bir fark yok evet. Ama kendimize yüklediğimiz enerji o kadar zıt ki.. Ben de bu sabahımı biraz daha keyifli geçirmek adına kitap okurken müzik dinlemeye karar vermiştim. Ve bir parçaya denk geldim. Okurken , iş yaparken ya da herhangi bir şeye konsantre olduğunuz zamanlarda size güzel enerjilerimi de kattığım bir şarkı bırakıyorum buraya ! 

Günümüz güzel geçsin ! 

Devamı...

YALANCI PAZI BÖREK

YALANCI PAZI BÖREK

on Kasım 13, 2019

                                                                                                                                                               

    

Yıllarca ''ben sebzeleri çok sevmem'' diyerek kendimi kandırmışım. Bu nedenle de hep vejetaryenlik  kavramına çok uzak bakmıştım. Beslenme sistemimi değiştirmeye başladığım dönemde bazı şeylerin farkına vardım ; aslında sebzeleri değil , onların pişiriliş tarzını sevmiyormuşum. Pazı da bu sebzelerden biri. Annemin yemeğini yapıp yedirmeye çalıştığı her zaman biraz daha uzaklaşmıştım. Sonra yavaş yavaş mutfağa girmeye başladım ve kendi tariflerimi keşfettim. Açıkçası şu an bu yazıyı yazarken bile adını ne koyacağımı bilmiyorum ! :) 

Ispanaklı börek yiyormuş hissi veren ama oldukça sağlıklı bir yemek tarifim var!

Malzemeler ; 

* 300 gr pazı 

* Bir orta boy soğan

* 100 gr peynir 

* Bir yumurta

* Bir yemek kaşığı tam buğday unu 

* 2 yemek kaşığı zeytin yağı

* Tuz , karabiber , pulbiber

- Pazıları bol suda yıkadıktan sonra soğanla birlikte doğrayın.

- Peyniri rendeleyin.

- Pazı, soğan ve peyniri bir kaba alıp karıştırın.

- Çırptığınız yumurtayı , unu ve yağın yarısını pazılara ekleyip iyice karıştırın.

- Zevkinize bağlı olarak baharatları ekleyin. 

(Eğer tulum peyniri kullanıyorsanız tuz konusuna dikkat edin.)

- Hazırladığınız karışımı yağlamış olduğunuz fırın tepsisine yerleştirin. 

(Pazıların börek gibi pişmesi için bu tarifte yağlı kağıt kullanmamaya dikkat edin.)

- 180 derece önceden ısıttığınız fırında 40 dakika kadar pişirin. 

- Soğuduktan sonra keserek kolaylıkla çıkartabilirsiniz. 

 Bana pazıyı sevdiren bu tarifim umarım sizde de aynı etkiye sahip olur. 

Denerseniz benimle paylaşmayı unutmayın . 

Afiyet olsun !

Devamı...

ATLARI DA VURURLAR

ATLARI DA VURURLAR

on Kasım 07, 2019

 Bir dans yarışması hayal edin; saatlerce dans edilen ve sadece onar dakikalık molaların olduğu. İnsanların dans ederken uyumaya çalışması , traş olması , yemek yemesi... Başlarda ''Neden bu kadar kötü etkilenebileceği bir yarışmaya katılır ki insan ?''  diye düşünürken okudukça fikirlerim değişti. Aslında 1930 Amerika'sı kriz döneminin bireyler üzerindeki etkisini görüyoruz kitapta. O kadar ciddi bir açlık var ki , insanlar ''en azından karnımız doyuyor'' şeklinde düşünerek yarışmalara katılıyorlar. Ve tüm bunların yanı sıra Hollywood kavramının ne denli hayata sokulmaya çalıştığını da akıcı bir dille işliyor kitap.Şöyle bir baktığımızda aslında 1930 ya da 2019 arasında değişen pek bir şey olmadığını anlıyoruz. Sadece küçük farklarla aynı dünyanın ve yaşam tarzının içinde olduğumuzu görüyoruz. 

Beni en çok etkileyen ne kadar kızsam da kendimden parçalar bulduğum Gloria karakteriydi. Bir şekilde hem ünlü olmayı delicesine isteyen aynı zamanda da ünlü olmanın getireceği olumsuzlukları kaldıramayacağına inanan güçlü bir ana karakterdi. İnce bir kitap olmasına rağmen Atları da Vururlar konusu bakımından dikkatimi çeken , aynı zamanda da o dönemleri araştırmamı sağlayan bir  kaynak oldu benim için.

Farklı , duygusal , histerik.. 

Okumanızı tavsiye ederim! 

Devamı...