Son günlerde en iyi hissettiren şey çıktığım akşamüstü yürüyüşleri oluyor. Geçenlerde böyle bir manzaraya denk geldim. 
Çok güzel değil mi ? 
Sınavıma sayılı günler kala kitap okumanın, blog yazmanın , film izlemenin kısacası sevdiğim çoğu şeyin burnumda tüttüğünü hissediyorum. 
Gitgide katlanan bir şekilde.. 
Ders arasında rastladığım “Evet, tam olarak söylemek istediklerim bunlar!” dedirten, güzel bir Can Yücel şiiri bırakıyorum bugüne;

Kusurlarımı seviyorum!
Darılınca suratımı asmayı,
Canım sıkıldığında sebepsizce bağırmayı,
Kıskançlık krizlerimi,
Olur olmaz yerde kahkahalar atmayı,
Normal olmamayı seviyorum.
Sadece canımın istediği şeyleri yapmayı,
Tembelliğimi..
Bazen düşünmediklerimi birden söylemeyi,
Bazen her şeyi yüzüme gözüme bulaştırmayı.
Öfkelerimi. 
Kızınca küsmeyi.
Heyecanlarımı.
Benden iyi olduklarını düşündüklerimi ki, yok..
Bazıları hak etmediği halde, sevmeyi.
İçimdeki çocuğu, 
Beni seviyorum.
Çok mükemmel değilim.
Ama benden bir tane daha yok!
Beni seven böyle sevsin!
Sevmeyene de zaten yol verdim,
Gitsin!